Mavi Vatan’ın Stratejik Savunma Gücü: TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi

Güldeniz Suna – Times of Defence Araştırmacısı – 04 Aralık 2025
Kara ve hava sınırlarında sağladığı güvenlik ve barış ortamını Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’dan aldığı mirasla denizde de devam ettiren Türkiye Cumhuriyeti, deniz hâkimiyetini bir ülkenin jeopolitik kaderini değiştirecek stratejik bir unsur olarak görmektedir. Bu çerçevede Mavi Vatan Doktrini’ni uygulamaya geçirmiş ve Cihanşümul Türkiye ideasına/grand stratejisine giden yolda bir engeli daha kaldırmıştır.
Doktrinin uygulanması kapsamında savunma politikaları ve araçları/sistemleri geliştirilmiştir/üretilmiştir. Yerli gücümüzü ve genç yeteneklerimizi dâhil ederek üretmiş olduğumuz bu savunma sistemleri, sadece savunma sağlamakla kalmayıp dışa bağımlılığımızı da azaltan önemli bir kalem olarak öne çıkmaktadır.
Bu faydaları sağlayan ürünlerden birisi olan TF-2000, MİLGEM Projesi kapsamında geliştirilen ve inşası Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT A.Ş.) tarafından yürütülen Türkiye’nin ilk yerli hava savunma harbi muhribidir. Ulusal savaş gemisi programının son noktası olan TF-2000; istihbarat-gözetleme, elektronik harp, komuta-kontrol, kıyı emniyeti, lokal hava savunma gibi multi-directional (çok yönlü) kabiliyetleriyle deniz gücünün stratejik oyuncusu niteliğindedir. Yerli silah ve sensör sistemleriyle entegre edilen ve ilk inşası 2 Ocak 2025 tarihinde başlayan savunma muhribinin 2028 yılında denize indirilmesi hedeflenmektedir.

Genel Kabiliyet ve Teknik Özellikleri Çerçevesinde TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi
a) Teknik Özellikleri
5,75 m drafta, 149 m uzunluğa ve 21,3 m genişliğe sahip muhribin 17 knot seyir hız kapasitesi bulunmaktadır. Azami olarak ise 26+ knot hıza ulaşarak Engin sınıfı MİLGEM MCM, Alemdar ve Akın Denizaltı Kurtarma Gemileri’ni, Bayraktar ve Sarucabey sınıfı LST’leri geride bırakmakta ve Yavuz, Barbaros ve İstif sınıfı fırkateynlerin seviyesini yakalamaktadır.
Gemileri iki ayrı motor türüyle harekete geçiren ancak ikisini aynı anda kullanmayan CODOG türü tahrik sistemine sahiptir. Bu tahrik sınıfının içerisinde 2x dizel motor, 2x gaz türbini ve 2x pervane bulunmaktadır. Düşük ve orta hız gereksiniminde dizel motorları, yüksek hız veya operasyon esnasında ani hızlanma gerekmesi durumunda gaz türbinini kullanan bu sistemin sahip olduğu pervane kanatları seyir hâlinde değiştirdiği açılarıyla motor kombinasyonlarında güç iletiminde verimlilik sağlamaktadır.
b) Entegre Silah Sistemleri
Yükselişe geçen ve kümülatif şekilde büyümeye devam eden savunma sanayii sistemlerimiz ayrı ayrı kullanılmakla beraber birbirleriyle entegre edilerek etki çarpanı artırılmaktadır. TF-2000 HSH Muhribi’nde de kullanılması planlanan yerli sistemlerimizin silah bileşenleri şu şekildedir:
Satıhtan Satha Güdümlü Mermi ATMACA ve GEZGİN,
Satıhtan Havaya Güdümlü Mermi SAPAN, HİSAR-D, SİPER BLOK 1D,
Namlulu Yakın Hava Savunma Sistemi GÖKDENİZ,
127 mm Ana Batarya Topu,
2x Milli Dikey Atım Lançer Sistemi (MİDLAS).
c) Entegre Sensör Teknolojileri
Post-modern savaş teknolojilerinde önemli bir role sahip olan sensör/radar sistemleri, hava sahasındaki tehditleri tespit ederek savunma mekanizmalarını aktif hâle getirmektedir. Bu sistemler tehditleri varış yapmadan imha noktasında kritik bir bileşen olarak öne çıkmaktadır ve askerî etkisinin yanı sıra savunma inşasının ekonomik boyutunda da ciddi avantajlar sağlamaktadır.
Sadece kendisine yöneltilen tehditleri tespitte değil, gerçekleştirilen operasyon faaliyetlerinde de aktif rol oynayan sensör sistemleri birçok savunma aracında kullanıldığı gibi TF-2000 HSH Muhribi’nde de geniş bir yelpazede yer almaktadır. Yerli teknolojilerle üretilen bu sistemlerin türleri ve isimleri ise aşağıda belirtilmektedir:
ASELSAN Çok Amaçlı Faz Dizili Radar (ÇAFRAD),
ASELSAN HIZIR 100-N Torpido Karşı Savunma Sistemi,
ASELSAN ASELFLIR 400 veya 300D+ Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi,
Kızılötesi Arama Takip Sistemi,
Elektronik Harp Sistemi (Kesin olmamakla birlikte ASELSAN ARES 2-N Su Üstü Radar Elektronik Destek (ED) Sistemi),
Lazer ET Sistemi,
Lazer İkaz Sistemi,
ASELSAN Çekilebilir DÜFAS,
Bütünleşik Sonar Sistemi (Kesin olmamakla birlikte METEKSAN YAKAMOS 2020 Yeni Nesil Karinaya Monteli Sonar Sistemi).
Tüm bu sistemlere ek olarak ADVENT (Ağ Destekli Veri Entegre) Savaş Yönetim Sistemi’ni de kullanacak olan muhribin; Kamikaze İDA, Mini İHA/Dron Lançeri ve Döner Kanatlı Sürü İHA gibi insansız teknolojileri de bünyesinde barındırması planlanmaktadır.
Siyasi ve Askerî Hamleleriyle Denizlerin Ev Sahibi Türkiye ve Savunmanın Çoklu Etkisi
Deniz sahasında dengeleri değiştirecek bir potansiyeli taşıyan TF-2000, Türkiye’nin Mavi Vatan Doktrini çizgisinde oluşturmuş olduğu stratejik politikalarına ciddi bir katkı sağlayacak olup askerî perdede bir yükselişe sebep olacaktır. Etrafı ateş çemberi olan devletimizin batıda Yunanistan ve kuzeyde Rusya ile girmiş olduğu deniz hâkimiyeti mücadelesinde sondaj faaliyetleri, Kıbrıs’ın tanınma hakkı ve sınır güvenliği üzerine attığımız adımlar bahsi geçen ülkelerle ilişkilerimizi kızdırmaktadır. Ancak bir durumu belirtmek gerekir ki Yunanistan’ın arka plandaki devletlerden elde etmiş olduğu askerî ve maddi desteklerle Türkiye’ye saldırganlık tasladığını akıllara getirdiğimizde bu kukla devletin, binlerce yıllık askerî birikimiyle güçlü bir aktör olan Türkiye için tehdit oluşturmadığı açıkça ortadadır.
Karadeniz’de sınırdaş olduğumuz Rusya ile dengede götürmüş olduğumuz politikayı ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nda üstlenmiş olduğumuz arabuluculuk faaliyetlerini incelediğimizde ise Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerini bozması son derece büyük bir hata olacaktır. Bu sebeple Karadeniz’de zaman zaman gerginlikler yaşansa bile ciddi bir krizin yaşanması uzak bir ihtimaldir.
Bu kapsamda denizlerdeki siyasi zaferini kazanan Türkiye, bu sahadaki konumunu pekiştirerek savunma sistemleri himayesinde ekonomik çarpan etkisi oluşturan faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir. Dişli çark misali bir hamlenin bir sonrakini etkilediği uluslararası sistemde siyasi ve askerî zaferini kazanan Türkiye, ekonomik hamlesini de yaparak doğalgaz ve petrol keşifleriyle dışa bağımlılığımızı azaltma gayretini göstermiştir. Bu sayede savunmada güçlü bir devletin diğer alanlarda gelişim gösterdiği ve lider konuma yükseldiği teorisi bir kez daha haklı çıkmıştır.





