İstanbul’da düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na 103 ülkeden çeşitli firmalar, kuruluşlar ve heyetler katılım sağladı. Çeşitli ülkeler ve kurumlarla imzalanan anlaşmalar neticesinde savunma sanayiinde yeni adımlar atıldı. Bu anlaşmalardan birisi 23 Temmuz’da imzalanan Eurofighter anlaşmasıydı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile İngiltere Savunma Bakanı John Healey arasında imzalanan anlaşma ile birlikte Türkiye’nin 40 Eurofighter Typhoon uçağı tedariği başlamış oldu.
Eurofighter Typhoon, İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya’nın ortaklığıyla geliştirilen çok rollü 4.5 nesil savaş uçağıdır. Uçak, modern hava kuvvetlerinde kritik önem arz eden F-16, F/A-18E/F Super Hornet, Dassault Rafale, Saab JAS 39 Gripen ve MiG-29 / MiG-35 gibi 4. ve 4.5 nesil muadillerine doğrudan bir alternatif sunmaktadır. Typhoon, beşinci nesil bir platform olmamakla birlikte, kısmen F-35 gibi uçaklara da alternatif olabilecek seviyede bir görev çeşitliliği sunar. Ancak F-35’in görünmezlik ve gelişmiş sensör füzyonu gibi alanlarda üstünlüğü, Typhoon-F-35 rekabetini kısıtlamaktadır. Ancak Typhoon’un yüksek hızda seyir kabiliyeti, manevra üstünlüğü, kısa zamanlı bakımı ve silah çeşitliliği F-35’e destek niteliğindedir.
2x Eurojet EJ200 turbofan motoruna sahip olan uçak, Mach 1.5 hızda süpersonik seyir gerçekleştirebilirken, delta kanat sayesinde yüksek manevra ve aerodinamik denge sağlamaktadır. Bu özellikler, yakın hava muharebelerinde olduğu kadar, ani tehditlere karşı reaksiyon kabiliyetinde de önemli bir üstünlük yaratır. Stratejik anlamda en dikkat çekici unsurlardan biri, Typhoon’un Meteor havadan havaya füzesi ile entegrasyonudur. Ramjet motor teknolojisine sahip bu füze, azami 200 km menzile sahiptir ve yüksek kinetik enerjiyle hedefleri vurabilme kabiliyeti sunarak, Eurofighter’a önemli bir avantaj kazandırmaktadır.
Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı tedariği sürecine giden yolun ilk noktası, 2019 yılında Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın alması ve bunun akabinde F-35 programından çıkarılmasıydı. Alternatif savaş uçağı arayışına giren Türkiye, Eurofighter Typhoon’u gözüne kestirdi ve 2023’ün Kasım ayında 40 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın almak istediğini duyurarak sürecin ilk adımını attı. Eurofighter konsorsiyumunu oluşturan dört ülkenin ihraç kararlarında oy birliği şartı esas olmakla birlikte dönemin Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Türkiye’ye Eurofighter satışını veto etmesi ciddi bir problem oluşturdu.
İlerleyen zamanda Türkiye’nin İngiltere, İtalya ve İspanya ile uzlaşmaya varması ve Almanya’nın yeni Şansölyesi Friedrich Merz’in ihraca olumlu bakmasıyla birlikte satış sürecinin tamamlanması için taraflar İstanbul’daki savunma sanayii fuarında bir araya geldi. İngiltere ve Türkiye savunma bakanlarının anlaşmayı imzalamasının hemen ardından, Almanya Federal Güvenlik Konseyi daha önce uyguladığı vetoyu kaldırarak ihracat iznine onay verdi. Böylece Türkiye’nin Eurofighter tedarik süreci resmen başlamış oldu.
Türkiye’nin başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında kara, deniz, hava, siber ve uzay alanlarında yaptığı çalışmalar uluslararası kamuoyunda dikkatle takip ediliyor. Çalışmalara ek olarak yaptığı ithalat anlaşmalarıyla birlikte alınan sistemleri kendi ürünlerine entegre ederek dış tehditlere karşı ülke savunmasını aktif biçimde sağlama yolunda emin adımlarla ilerliyor.
F-35 programından çıkarılmasının ardından milli savaş uçağı üretimi için çalışmalar başlatan Türkiye, ilk 5. nesil milli savaş uçağı KAAN’ın ilk uçuşunu 2024’te gerçekleştirdi. Böylece 5. nesil savaş uçağı uçurabilen 5 ülke arasında yerini aldı (Türkiye, ABD, Çin, Rusya, Güney Kore).
Şu an için geliştirme çalışmaları devam eden KAAN’ın 2030 yılında envantere girmesi bekleniyor. Bu süreçte savaş uçağı ihtiyacını karşılamak amacıyla Eurofighter Typhoon’a yönelen Türkiye geçtiğimiz günlerde uçağın alımı konusunda taraf ülkelerle anlaşmayı imzaladı. Tedarik anlaşması Türkiye’ye avantaj sağladığı aşikâr ancak bazı ülkelerin bu adımdan rahatsız olduğu görülmektedir. İsrail ve Yunan basınında yer alan haberlere bakıldığında Türkiye’nin bu son hamlesinin planları değiştirdiği ve bölgedeki hasım ülkeler için tehdit hâline geldiği ortadadır. Yunanistan’ın Rafale ve F-35 uçaklarını satın almasının ardından Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı yürüttüğü kışkırtıcı hamleler, Türkiye’nin hava modernizasyonunu güçlendirmesiyle birlikte boşa çıkmaktadır ve bu durum Yunanistan’ı güçlü bir bölgesel komşu aktörü olan Türkiye karşısında tedirgin etmektedir.
İsrail’in boş bir hava balonundan ibaret olan savunma endüstrisi, Türkiye’nin geliştirdiği sistemler ve tedarik ettiği ürünler karşısında, algı oyunlarıyla sahip olduğu itibarı yitirmektedir. The Jerusalem Post gazetesinde yer alan habere göre ismi belirtilmeyen İsrailli bir yetkili yaptığı açıklamada “Türkiye’nin Eurofighter anlaşmasını imzalamasının İsrail askeri üstünlüğüne bir meydan okuma olduğunu ve bu durumun endişe verici olduğunu” belirtmiştir. Bu açıklama İsrail’in ABD’ye ve Avrupa ülkelerine bağımlı olduğunu ve Türkiye karşısında tek başına mücadele etme kapasitesinin olmadığını ortaya koymaktadır.
Anlaşmanın küresel etkileri ele alındığında Türkiye’nin ambargolara karşı sessiz kalmadığını ve ABD hegemonyasını kabul etmediğini ortaya koymaktadır. Küresel diplomaside etkin bir rol oynayan Türkiye F-35 programından çıkarılmayı bir fırsat olarak değerlendirmiştir ve milli uçak projesi için çalışmalara başlarken diğer aktör ülkelerle temasa girip yeni alımlar yapmaya başlamıştır. Aynı zamanda Eurofighter için atılan imzalarla birlikte Amerikan sisteminden Avrupa sistemine geçiş yapmıştır. Bu stratejik hamle ABD’nin süper güç sahibi bir aktör olduğu algısının yıkılmaya başlandığının göstergesidir.