Türkiye, Eskişehir Beylikova ile Nadir Toprak Elementlerinde Yüksek Teknolojiye Kimyasal Omurga Temin Eden Stratejik Bir Aktöre Dönüşebilir!

Öğr. Gör. Ömer Memoğlu – Times of Defence Güvenlik Analisti
Türkiye’nin Eskişehir Beylikova’da keşfettiği dev nadir toprak elementi (NTE) rezervi jeokimyasal güvenlik açısından küresel güç dengesini etkileyecek niteliktedir. Dünya genelinde toplam NTE rezervinin yaklaşık 130 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Bu kaynakların 44 milyon tonu ile Çin açık ara lider konumda yer alırken, onu 22 milyon tonla Vietnam, 21 milyon tonla Brezilya ve 13 milyon tonluk rezerviyle Türkiye izlemektedir. Bu tablo Türkiye’yi dünyada dördüncü sırada konumlandırmakta ve ülkenin NTE diplomasisinde stratejik ağırlığını artırmaktadır.
NTE üretimi ve ihracatında Çin hâlen küresel ölçekte tekel konumundadır. Dünyadaki rafine edilmiş nadir toprak elementlerinin %85’ini ve toplam üretimin %58’ini Çin karşılamaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin Beylikova sahası Çin’in tedarik üstünlüğüne karşı Batı ittifakının elini güçlendirebilecek alternatif bir tedarik merkezi olarak değerlendirilmektedir. Ankara’nın ABD ile yürüttüğü ortaklık görüşmeleri kapsamında NATO’nun savunma tedarik zincirinde Çin’e olan bağımlılığını azaltma hedefiyle de bu işbirliği modeli örtüşmektedir.
Beylikova sahasında bulunan neodim, seryum ve praseodim gibi elementler; radar sistemlerinden elektromanyetik motorlara, kuantum bilişimden nükleer füze güdüm sistemlerine kadar çok sayıda yüksek teknoloji savunma altyapısının görünmez bileşenlerini oluşturur. Eti Maden tarafından kurulan pilot tesis tam kapasiteye ulaştığında yılda 10 bin ton nadir toprak oksidi, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton torium üretimi planlanmaktadır. Bu üretim kapasitesi Türkiye’ye ekonomik girdinin yanında aynı zamanda stratejik caydırıcılık ve savunma sanayiinde kimyasal bağımsızlık sağlayacaktır.
Rusya ve Çin’le sonuçsuz kalan temasların ardından ABD-NATO eksenine yönelen Ankara, Beylikova’yı bir jeostratejik hammadde üssü hâline getirerek yüksek teknolojiye dayalı yeni bir güvenlik iş birliği stratejisi inşa etmeyi planlamaktadır. Uzun vadede bu süreç Türkiye’yi kritik maden diplomasisinin merkezlerinden biri hâline getirerek savunma teknolojilerinin kimyasal omurgasını temin eden ülkeler ligine taşıyabilir. Ayrıca Malatya, Burdur ve Isparta’da devam eden arama faaliyetleri ile kurulan Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN), bu dönüşümün bilimsel altyapısını desteklemektedir.