Mavi Vatan’ın Gizli Kahramanları Türk Tersaneleri

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 22 Ağustos 2025
Bilindiği üzere özellikle Doğu Akdeniz harekat sahasında 2010’lu yıllarda Türkiye-Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında ortaya çıkan deniz yetki alanları sorunları üzerine “Mavi Vatan” gündeme geldi. Bu iki sihirli kelime, aslında Türkiye’nin deniz alaka ve menfaatlerinin simgesel adıdır.
Türkiye’nin deniz alaka ve menfaatleri, sadece kara ve hava sahasındaki hükümranlık hakları gibi geçerli olan karasuları ile sınırlı olmayıp, bunun da ötesinde deniz yatağındaki minerallerin (petrol, doğalgaz vb) işletilebilmesine imkan veren münhasır ekonomik bölge (MEB) ya da diğer deniz yetki alanlarını da kapsamaktadır.
Mavi Vatan’ın savunulması için ise çok güçlü bir donanmaya ihtiyaç vardır. Donanma unsurları içerisinde muharip gemiler (fırkateyn, korvet, hücumbot, MKT gemileri, amfibi gemiler, keşif gözetleme gemileri, denizaltılar, insansız deniz araçları – İDA/SİDA, lojistik destek unsurları), keşif/gözetleme (Deniz Karakol) uçakları, İHA ve SİHA’lar ile bunların taşınabileceği gemiler (TCG Anadolu gibi), ile bu unsurları destekleyecek yakınlıkta harekat ve ileri üslere ihtiyaç vardır. Tabii ki gerektiğinde yakın hava desteği için muharip uçaklara da…
Türkiye 1970’lerin ortasında Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra başlattığı savunma sanayii alanındaki ataklarını gemi inşa alanında da geliştirdi. Ancak son yıllarda özellikle Türk İHA ve SİHA’larının Azerbaycan-Ermenistan arasındaki İkinci Karabağ savaşındaki başarılarıyla medyada öne çıkmış olması, Türk gemi inşa sanayiini hak ettiği yerde gösterme şansını gölgelemiş gibidir. Bugün Türk gemi inşa sanayiinin ürettiği deniz harp silah ve araçlarının Mavi Vatan savunmasındaki gücü ele alındı.
Türk Donanması’nın Yüzer Unsurlarının Tedarik/Temin Yöntemi
Türkiye, Cumhuriyet döneminden itibaren kendi muharip gemilerini inşa etmek maksadıyla pek çok faaliyetler icra etmiştir. 1963’te TCG Koçhisar’la muharip sınıf gemi/araç inşasına başlayan Türk askeri tersaneleri, 1967 Kıbrıs olaylarından sonra hizmet dışına çıkarılan tankların motorlarını monte ederek inşa ettiği LCT tipi çıkarma gemileri ile gelişmesine devam etti. Daha sonra bunları Gölcük Tersanesi’nde inşa edilen TCG Berk ve TCG Peyk adlı refakat muhripleri izlemiştir.
Özellikle Alman gemi inşa sanayii ile yeni gemi inşa tedarik anlaşmalarının başlamasıyla projenin ilk gemisi Alman tersanelerinde, diğerleri Türk askeri tersanelerinde (Gölcük, Taşkızak-daha sonra Tuzla) inşa edilmeye başlanmıştır.
Bir ülkenin donanma unsurlarının diğer ülkeler tarafından inşa edilmesinin çeşitli sakıncaları vardır. Bunun en bilinen örneği I. Dünya Harbi öncesinde İngiltere’ye ısmarlanan Sultan Osman ve Sultan Reşad zıhlılarının İngiltere tarafından el konmasıyla yaşanmıştır. Üstelik bedelleri ödendiği halde… Yakın dönemde, 1994-1995 yıllarında ABD’nin Türkiye’ye teslim edeceği fırkateynler de, bazılarının aylar süren eğitimleri ABD’de icra edilip tam da Türkiye’ye hareket edecekken izin verilmeyip aylarca bekletilmesiyle yaşanmıştır. Yani bedeli ödenen F-35 uçaklarına 2019’da el konması gibi…
Türk Deniz Kuvvetlerinin komutan ve personelinin girişimleriyle 1990’lı yılların başlarında “kendi gemisini üretmek” maksadıyla MİLGEM (Milli Gemi) projesini olgunlaştırmaya başladı. Kaynak sıkıntıları sebebiyle oldukça geciken MİLGEM projesi, nihayet 2004 yılında masaya yatırıldı.
Merhum Oramiral Özden Örnek’in başlattığı ve Türk mühendisleri tarafından dizayn edilen MİLGEM projesinin ilk gemisinin inşasına Eylül 2011’de Gölcük ve İstanbul Tersanelerinde başlandı. Korvet olarak tasarlanan bu gemilerden TCG Heybeliada 2011, TCG Büyükada 2013, TCG Burgazada 2018 ve TCG Kınalıada 2019’da hizmete girdiler. MİLGEM projesi daha sonra 5 gemilik İSTİF sınıfı fırkateyn inşasıyla devam etti. MİLGEM Projesi’nin 10 yıl gibi kısa bir sürede kat ettiği yolun göstergesi olan TCG İstanbul da MİLGEM projesi altında inşa edilen ilk Türk fırkateyni oldu. İlk geminin inşasının ardından aynı projenin TF-2000 adlı hava savunma fırkateynlerinin inşa kararı alındı.
BAYRAKTAR sınıfı iki amfibi gemisi Ekim 2015’te denize indirilirken çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu da 2023’te hizmete girdi. MİLGEM Projesi kapsamında üretilen gemilerde kullanılan silah, teçhizat, araç vb’nin %75’i aşkın kısmı yerli savunma sanayii tarafından üretilmektedir.
Bu gemilere ilaveten Türk Tipi Hücum Botu (TTHB), MİDEN adıyla milli denizaltı, silahlı ve silahsız insansız deniz araçları (SİDA/İDA) projeleri başlatıldı.
Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan gemilerden lojistik destek gemileri (tanker, su gemisi, römorkör vb) 1970’li yıllardan itibaren sivil sektörde artan ölçüde inşa edilirken, muharip gemiler ise çoğunlukla askeri tersanelerde inşa edilmekteydi. Ancak son yıllarda Avrupa’da büyük bir çıkış yakalayan Türk gemi inşa sanayii muharip gemi inşasına da girerek büyük başarılara imza atmaya, Mavi Vatan savunmasına çok önemli katkılar vermeye başladı.
Mavi Vatan Savunmasında Şahlanan Türk Gemi İnşa Sektörünün Faaliyetleri
Kamuoyunun çok yakından bildiği üzere, çok maksatlı amfibi gemi olarak inşa edilen ancak daha sonra dünyanın ilk SİHA gemisi haline dönüştürülen TCG Anadolu, çok sayıdaki firmanın ortaklığıyla Sedef Tersanesinde inşa edilmiş, Mart 2023’te Deniz Kuvvetlerine teslim edilmiştir.
MİLGEM’in İSTİF sınıfı fırkateyn projesinin ilk gemisi TCG İSTANBUL STM ana yükleniciliğinde inşa edilerek Ocak 2024’te Türk donanmasına teslim edilmiştir. MİLGEM projesi kapsamındaki diğer üç fırkateynin STM-TAİS ortaklığında yürütülecek inşa faaliyetleri için anılan firmalar Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile sözleşme imzaladılar. Üç ayrı tersanede inşa edilecek bu üç geminin de 36 ay içinde teslim yükümlülüğü mevcuttur.
Türk gemi inşa sektörü denizaltı inşasına da el atmış durumdadır. Son yıllarda Türk Deniz Kuvvetleri için sivil sektörde inşa edilen platformların ana yüklenici firması olarak öne çıkan firmalardan STM’nin 2022 yılındaki Genel Müdürü Özgür Güleryüz, “Türkiye’de denizaltı inşa ve modernizasyon kabiliyetine sahip ilk mühendislik şirketi olarak, tarihi bir kilometre taşına daha ulaştık. Milli mühendisliğimizin eseri, STM500 denizaltımızın mukavim tekne test üretimine başlamaktan gurur duyuyoruz!” şeklinde haklı ve gururlu bir açıklamada bulunmuştu.
ADA Tersanesi’nde inşa faaliyetleri sürdürülen, Lojistik Destek Gemisi Projesi’nin ilk gemisi TCG YZB. GÜNGÖR DURMUŞ (A-574), Aralık 2021’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.
Şubat 2021’de imzalanan sözleşmeye uygun olarak, Ocak 2024’te STM ana yükleniciliğinde inşa edilen Lojistik Destek Gemisi TCG ÜTGM. ARİF EKMEKÇİ (A-575), Türk Donanması’nın en büyük ikinci gemisi olan Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi TCG DERYA (A-1590) ve MARLİN silahlı insansız deniz aracı (SİDA) da teslim edildi.
Nisan 2024’te SSB ile Sefine Tersanesi arasında Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisinin (DİMDEG)inşa sözleşmesi imzalandı. Geminin savaş sistemi bileşenleri Aselsan-Havelsan ortaklığı ile üretilecek.
2024 yılında icra edilen Deniz Kurdu fiili tatbikatında Türk savunma sanayii tarafından üretilen çok sayıda füze, radar, sonar, İHA/SİHA, amfibi aracı ve elektronik harp sistemlerine ilaveten Türk gemi inşa sektörü tarafından inşa edilen MİLGEM projesi kapsamındaki ADA sınıfı korvetler ve TCG İstanbul firkateyni, ASELSAN ve SEFİNE Tersanesi üretimi Marlin SİDA’sı, Sedef Tersanesi üretimi Mekanize Çıkarma Aracı da görev aldılar. Mavi Vatan savunmasındaki caydırıcılıklarıyla dosta güven verirken, düşmana aman dedirttiler.
Yeni Nesil Mayın Avlama Gemisi (YMAG) Projesinden bir geminin tasarım ve inşasına yönelik sözleşme DEARSAN A.Ş ile SSB arasında Ağustos 2024’te imzalandı. Buna göre geminin Mayıs 2028’de hizmete girmesi beklenmektedir.
SSB ile yüklenici STM arasında Eylül 2024’te imzalanan Milli Hücumbot Projesi sözleşmesi gereği toplam 10 adet hücumbot inşa edilecektir.
Ocak 2025 ayı itibariyle Mavi Vatan savunması için çeşitli Türk tersanelerinde 31 farklı savaş gemisinin inşasına devam edilmekteydi. Bunlardan MİLGEM-6 (TCG İzmir) Anadolu Tersanesinde, MİLGEM-7 (TCG İzmit) Sedef Tersanesinde, MİLGEM-8 (TCG İçel) Sefine Tersanesinde inşa edilmektedir. Ayrıca MİLGEM projesine ait fırkateynlerden 9, 10, 11 ve 12’nci gemiler de Anadolu, Sedef ve Sefine gibi sivil tersanelerde inşa edilmektedir.
Hisar sınıfı korvetlerden de ilk ikisi (Akhisar ve Koçhisar) İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda inşa edilirken, projenin diğer 4 gemisi Dearsan/Desan/Özata gibi sivil gemi inşa sektörüne ait konsorsiyum tarafından inşa edilmektedir.
Gene Ocak 2025 itibariyle de 8 adet yeni tip süratli çıkarma gemileri (YLCT) ise Anadolu Tersanesi tarafından inşa edilmekteydi.

Türk tersanelerinin eseri Türk savaş gemileri seyir halinde (Kaynak: https://www.savunmasanayist.com/turkiyede-insasi-devam-eden-31-savas-gemisi/)
Türk Tersanelerinden Muharip Gemi İhracatı
Katar Bahriyesi için yaklaşık 6 yıldır işbirliği halinde olan DEARSAN Tersanesi önce 2 adet hücumbota ilaveten yeni tipleriyle birlikte 3 adet botu daha inşa etmek üzere sözleşme imzaladı.
Aralık 2024’te STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş., Portekiz Deniz Kuvvetlerinin Lojistik Destek Gemisi ihtiyacı için açılan ihaleyi kazanarak, Türk gemi inşa sektörünün ilk kez bir AB ve NATO üyesi ülkeye askeri gemi ihracatını gerçekleştirmeyi başardı.
Türk gemi inşa sektörü 2025 yılı itibariyle Ukrayna için 2 adet MİLGEM Korveti, Pakistan için 1 adet MİLGEM Korveti, Irak için 3 adet Hücumbot, Katar için 2 adet Hücumbot dahil birçok muharip gemi inşasını yurt içinde sürdürmektedir. Keza Malezya donanması için de 3 adet MİLGEM korveti inşa anlaşması imzalanmıştır.
Türkiye’de Gemi İnşa Sektörünün Eriştiği Nokta
2000’li yılların başlarında 37 faal tersanenin varlığına karşılık 2023 yılı itibariyle bu sayı 84’e çıktı. Bu sayının artışında özellikle 2004 yılından itibaren Yalova bölgesinin de gemi inşa sanayii için ayrılmasında büyük rol oynadı.
Halen Tuzla’da 1350 dönüm, Yalova 1950 dönümlük araziler tersaneler için tahsislidir. Tersanelerden 29’u İstanbul’da, 30’u Yalova’dadır. Bunlara ilaveten üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de Zonguldak’ta 9, Kocaeli’de 5, Çanakkale ve Trabzon’da 3’er, Kastamonu’da 2, Adana, Ordu, ve Samsun’da birer tersane mevcuttur.
Türk gemi inşa sektörünün 2023 yılı çalışan sayısı aylık ortalamayla 55 bin kişidir. Yıllık azami çelik işleme kapasitesi 700 bin ton, yıllık azami inşa kapasitesi 4.74 milyon DWT, yıllık azami gemi bakım ve onarım kapasitesi 25.000.000 DWT olan Türk tersanelerinde petrol tankerinden kimyasal tankerlere, enerji gemilerinden feribotlara, dökme yük gemisinden konteynerlere, balıkçı teknelerinden hibrit LNG tahrikli gemilere kadar çok çeşitli tekneler üretilmektedir. Mega yatların da inşa edildiği Türk tersaneleri yat inşasında ABD ve İtalya’nın ardından 3’ncü sıradadır. 2023 yılı itibariyle inşa edilen muharip gemiler ve sahil güvenlik botlarının sayısı 100’ü aşmıştır.
Sonuç
Türk gemi inşa sektörü, aslında Türk Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR)’in verdiği bilgilere göre yat inşası, 10 bin gross tona kadar büyüklükte kuruyük gemisi, yeşil enerjili gemi inşa faaliyetleri alnında Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasında olup bu alandaki ihracatla ülke ekonomisine ciddi katkılar vermektedir. Üstelik bu ihracat sivil gemilerle sınırlı kalmayıp, bir çok ülkeye muharip gemi inşa ederek de ekonomiye katkı sağlamayı sürdürmektedir.
Ancak yukarıda özetlenenlere bakıldığında Türk gemi inşa sektörünün Mavi Vatan savunmasında da Türk donanmasına fırkateynden denizaltılara, korvetlerden hücumbotlara, yeni nesil mayın avlama gemilerinden SİDA ve yeni nesil LCT ile TCG Anadolu gibi SİDA gemilerine ve lojistik destek gemilerine kadar pek çok platform üretmektedir.
Türk sivil gemi inşa sanayiinin bu üstün başarıları sonunda yurt dışından da dikkatleri üzerine çekmiş; Katar, BAE, Pakistan, Malezya, Irak, Ukrayna ve Portekiz’e kadar çeşitli ülkelere muharip gemiler inşa edilmeye başlamıştır.
Mavi Vatan’ı savunan Türk Deniz Kuvvetlerinin en önemli harp silah ve araçlarını inşa eden Türk gemi inşa sektörünün hak ettiği övgü ve tanınırlığının mevcut olduğu söylenemez. Oysa Mavi Vatan savunmasındaki eşsiz katkılarıyla Türk sivil gemi inşa sektörü her türlü övgüyü hak etmektedir. Hele bir de bu gemilerin makine ve motorlarının da üretimi yapılabilse, o zaman bu alanda başat ülke olmamak için hiç bir bahane yoktur!