TSK’nın Sır Gibi Saklanan Balistik Vurucu Gücü: J-600T Yıldırım Balistik Füze Sistemi Üzerine Teknik ve Stratejik Bir Değerlendirme

Times Of Defence Yazarı – Öğr. Gör. Ömer Memoğlu – 03 Eylül 2025

21. yüzyılın ikinci çeyreğine girildiğinde caydırıcılık oluşturma noktasında ses hızını aşan/aşabilen balistik füze sistemleri geliştirebilmek kritik önem taşıyor. ROKETSAN tarafından geliştirilmekte olan YILDIRIM ailesi Türkiye’nin bu caydırıcılığı oluşturmasına imkân tanıyacak.

Türkiye’nin özellikle 1970’lerin sonlarından itibaren başlattığı balistik füze arayışları/çalışmaları ABD’den beklenen teknoloji transferinin gerçekleşmemesiyle farklı bir yöne evrilmiştir. Çin ve Pakistan ile geliştirilen iş birlikleri balistik füze teknolojisinin kazanılmasında/geliştirilmesinde temel bir rol oynamıştır.

Bu süreçte WS-1A ve WS-1B roketlerinin lisanslı üretimiyle başlayan tecrübe, B-611 SRBM sisteminden türetilen J-600T Yıldırım projesiyle somut hâle gelmiştir. Roketsan’ın geliştirme sürecinde yaptığı iyileştirmeler ile menzil ve operasyonel kabiliyet bakımından sistemi özgün bir konuma taşıdığını değerlendirmek yerinde bir tespittir.

J-600T Yıldırım balistik füze sistemi Türk topraklarının sessiz gücü olacaktır. Türkiye’nin ilk balistik füze adımlarından biridir. Yıldırım ailesi füze sistemlerine bakıldığında 1. versiyonun 150 km, 2. versiyonun 300 km, 3. versiyonun 900 km ve 4. versiyonun 2500 km menzile ulaştığı görülmektedir. 600 milimetrelik bir gövdeye sahip olan sistem, ses hızı aşabiliyor.

Teknik Özellikler

J-600T Yıldırım, 6×6 kamyon tabanlı F-600T fırlatma aracı üzerinde konuşlandırılmaktadır. Fırlatma öncesinde Ataletsel Seyrüsefer Sistemi (INS) ile yönlendirme yapılmakta ve bu da yüksek mobilite ve süratli ateşleme kabiliyeti sağlamaktadır.

Füzenin gövdesi 600 mm çapında, 6.10 m uzunluğunda olup 2.100 kg ağırlığındadır. 480 kg ağırlığında TNT+RDX savaş başlığı taşımaktadır. İtici olarak HTPB kompozit yakıt kullanılmakta, sistemin CEP değeri 150 metrenin altında kalmaktadır. Menzil seçenekleri 150 km’den (Yıldırım I) başlayarak 300 km (Yıldırım II), 900 km (Yıldırım III) ve geliştirilmekte olan 2.500 km’ye (Yıldırım IV) kadar çıkmaktadır.

Operasyonel Kullanım ve Stratejik Rol

J-600T Yıldırım, düşman hava savunma unsurları, C3I merkezleri ve lojistik tesisler gibi stratejik hedefleri vurmak için tasarlanmıştır. Mobil fırlatma platformları sayesinde süratli konuşlandırma ve tekrar yükleme imkânı sağlayarak muharebe sahasında esnek kullanım imkânı sunmaktadır.

Batarya yapısında komuta-kontrol, bakım ve tekrar yükleme araçlarının yer alması, sistemin sürdürülebilir harekât temposuna uygun olduğunu da göstermektedir. Bu yönüyle Türk Silahlı Kuvvetleri için caydırıcılığı yüksek bir uzun menzilli vuruş gücü unsuru niteliğindedir. J-600T Yıldırım, Türkiye’nin stratejik caydırıcılığının temel taşlarından olacak.

Küresel Mukayese ve Doktrinsel Etki

J-600T Yıldırım balistik füze sistemi menzil ve hassasiyet bakımından kısa menzilli balistik füze sınıfında değerlendirilebilir. Benzer kategorideki Çin, Pakistan ve İran sistemleriyle mukayese edildiğinde özellikle entegrasyon kabiliyeti ve menzil çeşitliliği bakımından sistem öne çıkmaktadır.

Türkiye’nin bu sistem üzerinden elde ettiği bilgi birikimi daha uzun menzilli ve hassas güdümlü füze projelerine zemin hazırlama imkânı sunmaktadır. Doktrinsel etki açısından J-600T Yıldırım, Türkiye’nin bölgesel caydırıcılığını güçlendiren, hava savunma baskısı ve derin hedef imhâsı kapasitesini artıran, “dosta güven, düşmana korku salan” bir sistemdir.

Sonuç Yerine: TSK’nın Balistik Vurucu Gücü Yıldırım!

J-600T Yıldırım, Türkiye’nin balistik füze kabiliyetinde önemli bir eşiği/aşamayı temsil etmektedir. Bu yönüyle Türkiye’nin ses hızını aşan balistik füze sistemleri geliştirmesi bölgesel oyun kurucu rolünü pekiştirebilir. Çin ve Pakistan ile başlayan iş birlikleri neticesinde geliştirilen bu sistem, Roketsan’ın yerli mühendislik katkılarıyla özgünleşmiş ve farklı menzil seçenekleriyle stratejik bir esnekliğe ulaşmıştır.

Teknik açıdan sağlam temellere dayanan sistem, operasyonel kabiliyeti ve bölgesel caydırıcılığıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vurucu gücünde merkezi bir rol üstlenmektedir. Gelecek sürümlerle birlikte menzil ve hassasiyet artışının Türkiye’nin uzun menzilli füze ve muhtemel balistik füze savunma doktrininde kritik bir paya sahip olması beklenmekte, oyun değiştirici etki oluşturması hedeflenmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir