Fransa Nükleer Denizaltı Üssü Üzerindeki Gizemli Drone Uçuşunu Soruşturuyor
Fransa, ülkenin nükleer balistik denizaltılarının bulunduğu kritik önemdeki Ile Longue denizaltı üssü üzerinde beş şüpheli drone tespit edilmesinin ardından soruşturma başlattı.
Perşembe akşamı meydana gelen olayda Fransız ordusu, drone’ları etkisizleştirmek için jammer (karıştırıcı) sistemler kullandı. Yetkililer, hiçbir drone’un düşürülmediğini ve operatörlerin tespit edilemediğini açıkladı.
‘Yabancı Müdahaleye Dair Kanıt Yok’
Soruşturmayı yürüten Savcı Frédéric Teillet, şu aşamada “yabancı bir müdahale” bağlantısı olmadığını vurguladı. Soruşturmanın amacının drone’ların gerçekliğini, türünü ve sayısını kesin olarak belirlemek olduğu bildirildi. İlk bilgilere göre, üssü koruyan deniz piyadeleri anti-drone müdahalesi gerçekleştirdi ancak ateşli silah kullanılmadı.
Nükleer Caydırıcılık Merkezi
Ile Longue üssü, Fransa’nın dört balistik füze denizaltısına — Le Triomphant, Le Temeraire, Le Vigilant ve Le Terrible — ev sahipliği yapıyor. Bu denizaltılardan en az biri daima denizde kalarak ülkenin nükleer caydırıcılık görevini sürdürüyor. Üs, 1.500’ü sivil toplam 2.000 personel tarafından işletiliyor ve 120 deniz polisi ile deniz piyadeleri tarafından korunuyor.
Halkı Tedirgin Etmeyi Amaçlamış Olabilir
Denizcilik bölgesi sözcüsü Guillaume Le Rasle, kritik altyapıların tehdit altında olmadığını ancak uçuşların “halk arasında kaygı yaratmayı amaçlamış olabileceğini” söyledi. Drone’ların kaynağını belirlemek için henüz erken olduğu ifade edilirken, olayın bölgedeki drone yasağını ihlal ettiği belirtildi.
Bölgedeki Drone Uçuşları Yeni Değil
Crozon yarımadası, askeri altyapıyı korumak amacıyla drone uçuşlarına tamamen kapalı bir bölge. Ancak yetkililer, bu tür ihlallerin daha önce de yaşandığını hatırlatıyor. Savunma Bakanı Catherine Vautrin, askeri üsler üzerinde uçuşun yasak olduğunu belirterek olayın aydınlatılması için soruşturmanın sürdüğünü ifade etti.
Avrupa’da Endişeler Artıyor
Olay, Avrupa genelinde son dönemde artan gizemli drone uçuşları zincirinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin üç yılı aşmasıyla birlikte, uzmanlar bu tür faaliyetlerin olası bir hibrit savaş taktiği olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
